23 Aralık 2012 Pazar

SEREBRAL PALSİ NEDİR ?





SEREBRAL PALSİ 

Serebral palsi vücut hareketlerini ve kasların uyumlu kullanımını etkileyen bir grup bozukluğa verilen addır. Serebral palsi ilerleyici değildir. Beyin gelişimi gebeliğin erken dönemlerinden itibaren başlar ve çocukluk çağında devam eder. İlk 2-3 yılda beyne zarar veren herhangi bir olay serebral palsiye neden olur.
Bu hasar beyinden vücuda ve vücuttan beyne gelen uyarıları bozar. Serebral palsi her çocukta değişik ağırlıkta ve tiptedir. Beynin hasar gören bölümüne göre spastik çocuklarda şu bulgular olabilir:
- Kaslarda sertlik veya kasılmalar
- İstemsiz hareketler
- Yürüme ve koşma gibi kaba motor hareketlerde zorluk
- Yazı yazma veya düğme ilikleme gibi ince motor hareketlerde zorluk
- Algılama zorluğu
Bu sorunlar beslenme, solunum, idrar-dışkı kontrolünde problemler, havale geçirme, öğrenme güçlükleri, gelişme geriliği gibi ek sorunlara da neden olabilir. Spastik olan kol veya bacak ağrıyı, acıyı hisseder. Spastik çocukların hareketlerindeki bozukluğun derecesi zeka düzeyini göstermez.
Serebral palsi ilerleyici bir hastalık olmadığından spastik çocukların yaşam süresi normaldir. Spastik çocukların bir kısmı zamanla daha iyi duruma gelirken bir kısmı da gelişebilecek ek sorunlar nedeni ile daha kötüye gidiyor gibi görünebilir. Bu durumu engellemek ve yaşam kalitelerini artırmak için mümkün olan en erken yaşta tedaviye başlamak gerekir.
Serebral palsi bulaşıcı değildir, kalıtsal değildir, hayatı tehdit eden bir durum değildir.
Serebral Palsinin Tipleri

A- Etkilenen kol, bacak sayısına göre

- Kuadripleji (tetrapleji): 2 kol ve 2 bacak etkilenmiş
- Dipleji: Bacaklar kollardan daha fazla etkilenmiş
- Hemipleji: Vücudun bir kısmı etkilenmiş

B- Hareket bozukluğuna göre

- Spastik serebral palsi: Spastik kaslar serttir, gerilmeye direnç gösterirler. Normalde bir grup kas hareket ederken karşıt grup gevşer. Spastik kaslarda bu mümkün değildir. Tüm kas grupları aynı anda kasılırlar ve etkin hareketi engellerler. Spastisitenin, yani kasların aşırı gerginliğinin derecesi zamanla değişebilir; fizik, cerrahi tedavi, ilaçlar spastisiteyi kontrol altına almaya yardım eder. Beynin korteks denen en dış kısmında meydana gelmiş olan hasar genellikle spastisiteye neden olur.
- Atetoid serebral palsi: Çocuklarda hareketle artan istemsiz hareketler vardır. Çoğu kez konuşma bozukluğu da görülür. Beynin orta kısmında yer alan bazal ganglia hasarları nedeni ile gelişir.
- Ataksik serebral palsi: Çocukların dengeleri bozuktur. Bunlar genellikle gevşek çocuklardır, yürüme bozukluğu vardır. Beyincik hasarı nedeni ile gelişir.
Serebral Palsinin Nedenleri
Gelişmekte olan beyne zarar veren herhangi bir şey serebral palsiye neden olabilir.  
Bazı nedenler şunlardır:
- Çoğul gebelikler (ikiz, üçüz)
- Plasenta sorunları
- Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (frengi, bel soğukluğu)
- Annenin beslenme bozukluğu
- Annenin gebelikte sigara, alkol alışkanlıkları
- Anne Ğ çocuk arasında kan uyuşmazlığı
- Genetik bazı hastalıklar, kromozom bozuklukları
- Bebeğin beyninin gelişme bozukluğu
- Zor ve uzun doğum (bebeğin beynine yetersiz oksijen gitmesi nedeni ile)
- Annenin pelvik (kalça kemiği) yapısının küçük olması
- Erken doğum
- Sezaryen gerektiren durumlar, makat gelişi ile doğum
- Anneye verilen ağrı kesici, uyuşturucu ilaçlar

Erken çocukluk devresinde ise beyne zarar verebilen şu durumlar serebral palsiye neden olabilir:
- Menenjit (beyin zarlarının iltihabı), ansefalit (beynin iltihabı) gibi enfeksiyonlar
- Beyin kanamaları
- Beynin kaza düşme gibi nedenlerle yaralanması
- Boğulma
- Zehirlenme
Serebral Palsi Tanısı Nasıl Konur?
Aileden alınan hikaye, çocuğun muayenesi ve yardımcı laboratuar incelemeleri ile tanı konur. Laboratuar incelemeleri arasında bazı özel kan ve idrar tetkikleri, beynin bilgisayarlı beyin tomografisi veya manyetik rezonans görüntüleme denilen daha ayrıntılı bir tetkik ile incelenmesi, yer alır. Serebral palsi hemen doğumdan sonra belli olmayabilir, fark edilmesi aylar, bazen yıllar sürebilir. Bu sürede aileler çocuklarının yaşıtlarından farklı geliştiğini fark ederler.
Serebral Palsi Önlenebilir mi?
Annenin gebelik süresinde iyi beslenmesi, düzenli takiplerinin yapılması kısmen serebral palsiyi önleyebilir. Anne bakımının ve doğum şartlarını eskiye göre daha düzelmesine karşın yoğun bakım üniteleri çok düşük doğum tartılı bebeklerin ve çok erken doğan bebeklerin de yaşamasını sağladığından ve bu bebekler serebral palsi açısından yüksek riskli olduğundan günümüzde serebral palsi sıklığı azalmamıştır. Serebral palsinin yüzde yüz önlenmesi şu anki bilgilerimize göre mümkün değildir.
Serebral Palsinin Tedavisi Var mı?
Serebral palsinin destek tedavisi vardır.
Bu tedavinin bölümleri şu şekildedir:
- Fizik tedavi
- Eğitim
- İlaç tedavisi: Kas gevşetici ilaçların bazen yararı olabilir. Ayrıca Baklofen pompası, botulismus toksini gibi bazı özel işlem gerektiren ilaçlar da kullanılmaktadır.
Botulismus toksini spastik olan kasın içine enjeksiyon ile uygun dozda verildiğinde o kasın 2-3 ay süre ile felç olmasına neden olmaktadır. Bu şekilde istemsiz olarak kasılan adelenin kasılması engellenmekte, kol veya bacağın gevşemesi sağlanmaktadır.
- Cerrahi tedavi: Beyin cerrahisi tarafından yapılan kas gevşetici veya istemsiz hareketleri kontrol altına almaya yarayan bazı girişimlerdir. Baklofen pompası bu yöntemlerden biridir.
- Gelişen sorunların tedavisi: Örneğin eklem kısıtlılıklarının ortopedi uzmanı tarafından cerrahi girişimle açılması. Havale (konvülsiyon) varsa ilaçla tedavisi.
Serebral Palside Fizyoterapi

Fizyoterapi neden gereklidir?

Fizyoterapide amaç doğru hareketin öğretilmesidir. Çocuğun gün içinde düzgün duruşu sağlanabilirse normal hareket gelişiminin olabilmesi için gerekli duysal uyarı sağlanmış olur.

Fizyoterapi ne zaman başlar?
Fizyoterapiye riskli bebeklerde, yani anne karnında, doğum sırasında veya sonrasında sorunu olan bebeklerde, yenidoğan döneminde başlanmalıdır.
Tedaviye erken başlamanın istenmeyen kasılmaları önlemede, bebeğin doğru duruş şekillerini öğrenmesinde, kendi vücudunu hissetmesinde, ileride gelişebilecek eklem sertliklerini (kontraktürleri) önlemede ve normale yakın hareket özelliklerini kazanmasında yararı vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder